Ödemiş Kent Konseyi'nden Jeotermale Karşı Güçlü İtiraz 'Toprağımızı ve Geleceğimizi Vermeyeceğiz'

Ödemiş'te, tarım arazilerini ve içme sularını tehdit eden jeotermal enerji ihalesine karşı ortak bir ses yükseldi!

Ödemiş Kent Konseyi'nden Jeotermale Karşı Güçlü İtiraz 'Toprağımızı ve Geleceğimizi Vermeyeceğiz'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ödemiş Kent Konseyi, ilçede kurulması planlanan jeotermal enerji sahalarının kiraya verilmesi ihalesine karşı geniş katılımlı bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Saadettin Mahmutçaoğlu, Kent Konseyi Genel Sekreteri Yücel Uğur Uçar, Maden Mühendisi Doç. Dr. Aydın Bilgin, Muhtarlar Derneği Başkanı Nihat Savuran ve jeotermal sahaların bulunduğu mahalle muhtarları; Kazanlı Mahallesi Muhtarı İbrahim Tabak, Bozcayaka Mahallesi Muhtarı Osman Can, Tekke Mahallesi Muhtarı Ahmet Korkmaz ve Küre Mahallesi Muhtarı Gökhan Gültekin katıldı.

“Aydın’daki felaketi gördük, Ödemiş’te aynısını yaşamak istemiyoruz!”
Basın açıklamasında ilk sözü alan Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Saadettin Mahmutçaoğlu, jeotermal enerjiye karşı olduklarını açıkça ifade etti. Mahmutçaoğlu, Aydın’da jeotermal enerji santrallerinin (JES) tarım arazilerini, içme sularını ve havayı nasıl kirlettiğini bizzat gördüklerini belirterek, “Aydın’daki felaketi gördük, aynısını yaşamak istemiyoruz! Ödemiş’in bereketli topraklarını ve sağlığını riske atamayız” dedi.

“Sıcak suyla birlikte zehir de geliyor!”
Maden Mühendisi Doç. Dr. Aydın Bilgin ise jeotermal enerjinin masum olmadığını ve sürecin göz ardı edilen ciddi çevresel sakıncalar barındırdığını söyledi.
“Yer altından çekilen sıcak su ve buharla birlikte sadece enerji değil, zehirli maddeler de yeryüzüne çıkar” diyen Bilgin, hidrojen sülfür gazının çürük yumurta kokusuyla havaya karışarak solunum yollarını tahriş ettiğini belirtti. “Bu gazın solunması uzun vadede insan sağlığını tehdit eder” diyerek bölge halkını uyardı.

Ayrıca, jeotermal sularda çözünmüş halde bulunan cıva gibi ağır metallerin doğru şekilde bertaraf edilmemesi halinde toprak ve su kirliliğine yol açacağını ifade eden Bilgin, “Tarım arazileri, içme suyu kaynakları ve ekosistem bu tehlikenin gölgesinde kalır. Enerji ihtiyacımızı karşılarken, doğamızı ve sağlığımızı korumak zorundayız. Aksi takdirde bunun bedelini hem biz hem de gelecek kuşaklar öder” dedi.

“Küçük depremler, büyük kaygılar…”
Jeotermal enerji santrallerinin devri daim sürecinde yaşanan mikro depremlerle ilgili de konuşan Bilgin, sıcak suyun yer altına geri pompalanması sırasında küçük sarsıntılar oluşabileceğini belirtti. “Bunlar evleri yıkmaz ama insanları tedirgin eder. Kazanlı’da hissedilir, Bademli’de duyulmaz ama bu, doğrudan yaşadığımız toprakları etkileyen bir tehlike” ifadelerini kullandı.

Muhtarlardan net duruş: “Bu ihale iptal edilmeli!”
Jeotermal sahaların bulunduğu mahallelerin muhtarları da yaptıkları ortak açıklamada, ihalenin iptal edilmesi talebinde bulundu. Özellikle tarıma dayalı ekonomisiyle öne çıkan Ödemiş’in böyle bir riski göze alamayacağını belirten mahalle muhtarları, “Jeotermal santraller tarımı, hayvancılığı ve su kaynaklarını bitirir. Biz topraklarımızı savunuyoruz!” diyerek kararlılıklarını ortaya koydu.

İzmir Valiliği, aralarında Ödemiş’in de bulunduğu 13 ilçedeki 137 bin 52 hektarlık jeotermal enerji sahasını kiraya vermek için 55 milyon lira gelir beklentisiyle ihaleye çıkıyor. Yarın İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nda gerçekleştirilecek olan ihalenin bölge halkı üzerinde büyük bir endişe yarattığı açıkça görülüyor.

“Toprağımızı, suyumuzu, havamızı korumak zorundayız!”
Basın açıklamasının sonunda konuşan Mahmutçaoğlu, “Biz bu sürecin takipçisiyiz. Umuyoruz ki her şey halkımızın ve doğamızın lehine sonuçlanır. Çevremizi, toprağımızı ve geleceğimizi korumak için üzerimize düşeni yapacağız” diyerek, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.