Ödemiş'te İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Şubat 2023'te 'Geleceğin Türkiye'sini inşa ediyoruz' sloganıyla 100 yıl sonra...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Şubat 2023’te “Geleceğin Türkiye’sini inşa ediyoruz” sloganıyla 100 yıl sonra yeniden kentte düzenlenecek İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi için yapılan paydaş buluşmalarının üçüncüsünün ardından sonuç bildirgesini açıkladı. Ödemiş Ovakent’te tarihi tütün deposunda yapılan toplantı 4 saatten fazla sürdü. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın da katılımıyla yapılan üçüncü çiftçi toplantısında; Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen sektör paydaşları, üretici örgüt temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, odalar ile derneklerin başkanları, temsilcileri ve üretici kooperatiflerinin ortakları katıldı. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin Çiftçi Buluşması Deklarasyonu birinci taslak şu şekilde oluştu:
Bizler, Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinden gelen çiftçi kuruluşları, İzmir’in Ödemiş Ovakent köyünde bir araya geldik.
Yüz yaşındaki harap olmak üzere olan eski tütün fabrikasında yaptığımız İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi hazırlık toplantısında, geleceğin Türkiye’sinin tarım politikasını inşa etmekle ilgili kararlar aldık.
Bu kararlar, 10 Ağustos 2022 ve 5 Ekim 2022’de yapılan ön toplantılara katılan üretici kuruluşlarının önerileri doğrultusunda şekillenmiştir.
Aldığımız kararların, kongrenin dört uzman masası ve diğer paydaşların da görüşleri alındıktan sonra, Şubat 2023’te İzmir’de vücut bulacak İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin gündemine alınmasına oy birliğiyle (şerhli üç madde hariç) karar verilmiştir.
İlkeler
- Geleceğin Türkiye’sinin tarım politikaları yerli ve millidir. İthalata dayalı bir tarım politikası kabul edilemez. Özelleştirmeye dayalı, dışa bağımlı, destekleri azaltıcı neoliberal tarım politikaları terk edilerek yerli üretimi ve üreticiyi koruyan kamucu tarım politikalarına geçilecektir.
- Herkes doğduğu ve yaşadığı yerde doyma hakkına sahiptir. Geleceğin Türkiye’sinin tarım politikası, kırsalda doğan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına onurlu, nitelikli ve evrensel değerlere erişebildiği bir yaşam hakkı tanır.
- Gıda hakkı ve sağlıklı beslenme her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının temel hakkıdır. Türkiye tarımının birincil gayesi, bu topraklarda yaşayan herkese yeterli, çeşitli, nitelikli, güvenilir, adil, yerel ve ekonomik gıda sunmaktır.
- Türkiye tarımının kilit taşı küçük üreticilerdir. Küçük üreticilerin kooperatif ve birliklerini desteklemek geleceğin tarım politikasının asli unsurudur.
- Tarımsal üretimde kamunun asli görevi arz ve talep arasındaki dengeyi sağlamaktır. Tarım ekonomisinde büyüme için desteklemelere ek olarak ürünün doğru fiyattan satış garantisini sağlayan mekanizmalar kurulacaktır. Üretici, üretim sürecine pazar garantisi olduğunu bilerek başlayacaktır. Bu mekanizmanın başlangıç noktası, makro ve mikro havzalar ölçeğinde stratejik tarımsal üretim planlamasıdır.
- Yerel tohumlar ve hayvan ırkları gelecek kuşaklara taşınması gereken bir doğa ve kültür mirasıdır. Türkiye’deki tarımsal genetik çeşitliliğin tamamı devlet korumasına tabi olmalıdır.
- Türkiye su fakiri bir ülkedir. Suyun sınırsız bir kaynak olduğundan yola çıkılarak desteklenen, üreticiyi yoksullaştıran, dışa bağımlılığı artıran ve ülkemizi kuraklaştıran aşırı sulamaya endeksli tarımsal kalkınma politikasına son verilecektir. (ZMO Şerhi)
- Ürüne göre sulama yapılmayacak, suya göre ürün belirlenecektir. Sulama yatırımları doğru yerde, doğru ürünü teşvik edecek, bölgesel özellikler gözetilerek israfa neden olmayacak şekilde modern sulama sistemleri ile planlanacak ve bu sistem güçlü bir şekilde denetlenecektir.
- Tarımsal üretim açısından mera ve ormanlar, ekili ve dikili tarım alanlarıyla bir bütündür. Arazi kullanım planları bu alanların tümünü koruyacak şekilde hazırlanacaktır. Tarım, orman ve mera alanlarının doğal karakteri değiştirilemez ve amacı dışında kullanılamaz. Orman ve mera alanları olduğu gibi korunacak ve gıda üretiminin önemli bir mecrası kabul edilecektir.
- Türkiye tarımının özünde çeşitlilik vardır. Anadolu ve Trakya birbirinden çok farklı iklim bölgelerine sahiptir. Akdeniz ve Ege’de buğdayın hasat edildiği günlerde, Kuzeydoğu Anadolu’da buğday yeni ekilmektedir. Bu çeşitliliği korumak, canlandırmak ve geliştirmek geleceğin Türkiye’sinin tarım politikasının temel ilkelerinden biridir.
- Tarımda sadece verim artışı yerine, üretici için gelir artışına endeksli bir iktisadi model izlenecektir. Verimi kısa vadede artıran, ancak orta vadede girdi maliyetini büyüterek dışa bağımlılığı artıran ve üreticiyi yoksullaştıran ürünler desteklenemez.
- Katma değeri artırmak, tarımsal üretime yapılacak birincil iktisadi müdahaledir. Geleceğin Türkiye’sinin tarımsal ihracatı kaliteli, ülkeye özgü ve rekabet gücü yüksek ürünlere odaklanacaktır. Doğaya bağlı tarım sektöründe kamucu müdahaleler artacak, stratejik ürünlerde tarımsal kamu iktisadi teşebbüsleri yeniden kurulacaktır.
- Türkiye kırsalında yaşayanların, özellikle de kadın üreticilerin kadim tarım kültürü, Türkiye tarımını geliştirmek için su gibi, toprak ve tohum gibi temel bir kaynaktır. Geleceğin Türkiye’sinde bu bilgiler koruma altına alınarak günümüz koşullarında kullanılmak üzere akademik zemine taşınacaktır.
- Tarım ekonomisini geliştirmenin temel güvencesi tarımdaki değişim kabiliyetidir. İklim krizi başta olmak üzere dünyadaki ve ülkemizdeki büyük değişimler doğrultusunda, geleceğin Türkiye’sinin tarımı yeniliklere ve inovasyona açık bir ruha sahip olacaktır.
(TMMOB odaları şerhi: Maddenin bütününe değil, sadece iklim değişikliği yerine iklim krizi kavramı kullanılmış olmasına yöneliktir.)
- Tarımda kadın ve çocuk işçiliğindeki sorunlar çözülecek, mevsimlik tarım işçileri insanca çalışma ve yaşama ortamına kavuşturulacaktır.
Birol BAŞOĞLU