“Fay hatları üzerinde bolca yapılaşma var”

İzmir Mimarlar Odası tarafından sürdürülebilir dirençli bir gelecek için “Dirençli Sürdürülebilir Kent Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştaya İzmir...

“Fay hatları üzerinde bolca yapılaşma var”

İzmir Mimarlar Odası tarafından sürdürülebilir dirençli bir gelecek için “Dirençli Sürdürülebilir Kent Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştaya İzmir Ekonomi Üniversitesi ve International Initiative for Sustainable Built Environment(IISBE) destek verdi.

İzmir ilçe belediye başkanları, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, Malatya, Kahramanmaraş, Hatay ve İskenderun Mimarlar Odası başkanları, İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Murat Aşkar ve çok sayıda STK temsilcileri çalıştaya katıldı.

“BİZE DE GÖREVLER DÜŞÜYOR”

Yenikiraz.com’dan Semi Tektaş’ın haberine göre, 30 Ekim 2020’de İzmir’de bir fragman yaşadıklarını söyleyen İzmir Mimarlar Odası Başkanı Kahraman, “Ardından 6 Şubat’ta çok daha büyüğünü yaşadık. Ülkemizde 1960- 2014 arasında yaşanan seller 795 can kaybına ve 800 milyon dolarlık hasara neden oldu. 2018-2019 yılları arasında 300’den fazla sel felaketi yaşandı.  2018-2021 yılları arasında ise 200’den fazla sel yaşandı. Etkinliği gerçekleştirmenin sebebi dirençli kentler elde edebilmek. Buradaki asıl konu kader mi yoksa önlemini alabilir miyiz? Ya şu anda iklim krizi ile beraber tüm dünya dirençli kentler konusunda çalışmalar yapıyor. Bize de görevler düşüyor. Deprem ise bizim için yeni bir şey değil. İzmir’de Agora kazılarında, 2 bin 500 yıl önce, İzmir’in gözyaşları dinsin diye şiirler bulunuyor. Depremden sonra İzmir yerle bir oluyor bunun üzerine şiirler yazılmış. Antakya’da buna benzer bir durum söz konusu. Antakya’da da yerle bir oldu. Deprem hakkında konuşmamız gerektiğini biliyoruz. Ülkemiz deprem bölgesinde. Haritaya göre, deprem olduğunda, afetle ilgili uğraşmamız gereken yer Konya ve çevresidir. Fay hatları üzerinde bolca yapılaşmamız var” ifadelerini kullandı.

“PLANLAMA GEREKLİ”

Beklenen İstanbul depreminden, Türkiye ekonomisinin etkilenmemesi için taşınmaların yapılması gerektiğini ifade eden Kahraman, “Bu planlama ile mümkün. Sadece deprem bizde mi oluyor? Japonya’da 7.4’lük depremde kimse vefat etmiyor. Şili’de de 2015’te 8.3’lük depremde 7 kişinin öldüğünü öğrendik. Oysa bizde depremde çok büyük yıkımlarla karşılaştık, demek bir hata yapıyoruz. Bu işe gönül vermiş meslek erbapları olarak bu hatanın nerede olduğunu bulup düzeltmeliyiz. Yönetmelikte birçok değişiklik yapsak da can kayıplarının önüne geçmeliyiz. Eski yönetmelikler depreme karşılık veriyor muydu diye baktığınızda İzmir Depremi’nden sonra, daha önceki deprem yönetmeliklerinde İzmir Depremi’ni karşılandığını ve 6 Şubat’taki depremleri de karşıladığını biliyoruz. Yönetmeliklerle ilgili sorun yok. Yönetmeliklerin uygun yapılması durumunda binaların yıkılmamasını sağlaması gerektiğini biliyoruz ancak 50 binden fazla can kaybının olduğunu görüyoruz. Üniversitelerimiz çeşitli raporlar yayınladı. Afetin büyüklüğünü şöyle anlatmak gerekir, aktif fay haritası ile yüzey kırığı arasında 3 kilometre kadar fark var. Planlamada artan merkezileşmenin aksine yerel yönetimlerin etkin kullanılması gerektiğini biliyoruz” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi

(Y.K.)