EMEP’li Akdeniz’den istifa beyanı: ‘Parti merkezinde baş gösteren tartışma’
EMEP Genel Başkanı Akdeniz, 28. dönem milletvekili seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından istifasına yönelik bir dizi...
EMEP Genel Başkanı Akdeniz, 28. dönem milletvekili seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından istifasına yönelik bir dizi açıklamalarda bulundu. İstifasını üç kişilik yönetim anlayışına dikkati çekerek, 'İstifa kararımı açıklamayı bilerek geciktirdim ve 14 Mayıs seçimleri sonrasını bekledim,' dedi.
Akdeniz, 'Hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimlerinin aynı anda yapıldığı bir seçim sürecinde, parti, Emek ve Özgürlük İttifakı ve devrimci demokratik kamuoyu nezdinde bu gündemle anılmak olmazdı. Nitekim, bu süreçte var gücümüzle her beraber çalıştık. Tek adam yönetiminin son bulması için kararlılıkla mücadele eden emekçi halkımızı ve demokrasi güçlerini selamlıyorum. Halkın parlamentoya gönderdiği ittifak vekillerini tebrik ediyor, başarılar diliyorum,' dedi.
'Genel Yönetim Kurulu'nda, GYK toplantısında Emek Partisi'nin (EMEP) Yeşil Sol Parti listelerinden seçime katılma kararı savunan GYK üyeleri kürsüde ölçüsüz bir şekilde baskı altına alınmıştır. Parti listelerinden girme kararının alınması sonrasında ise, bazı Sekreterya üyeleri tarafından, demokratik şekilde alınan bir karar söz konusu olmasına rağmen, 'bu karar örgütlendi' şeklinde bir suçlama ortaya ayılmış, bu suçlama MYK toplantısında da dile getirilmiştir. Bu suçlamalar, partide kendisi GYK'nin ve MYK'nin üzerinde gören triumvirate (üç kişilik otorite) bir yapının eseri olup böyle bir yapıyla yol yürümek benim açımdan mümkün değildir,' diyerek yönetimde önemli noktayı ön plana çıkardı.
Partisinden istifa eden Akdeniz, 'Milletvekili adayların belirlenmesi sürecine gelindiğinde ise parti demokrasiye aykırı müdahaleler farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır. Parti merkezi nezdinde aday belirleme sürecine ilişkin prensiplerin henüz oluşmadığı esnada kendisini partiden üstün gören bu yapı, 'örgüt/taban eğilimini alma faaliyeti' adı altında, aday belirlenmesine ilişkin olarak henüz belirlenmemiş bazı prensipleri sanki parti merkezi nezdinde ortaklaşa belirlenmiş gibi örgüt tabanına sunmuştur. Buna göre;
–Bazı yönetici ve üyelere, Genel Başkan'ın başka partiden aday olmaması yönünde bir parti kararı olduğu bildirilmiştir. Oysaki ortada bu yönde herhangi bir parti kararı yoktur. Son parti kongresinde böyle bir karar alınmadığı gibi parti tüzüğünde de böyle düzenleme yoktur. Üstelik gerçekte var olmayan bu kararın konusu, kişinin yani Genel Başkan'ın da bu karardan haberi yoktur. Daha vahimi, DİSK Genel Başkanlarının genellikle Meclis'e aday gösterilmesi örneği, bu bilinmeyen tuhaf 'karara' gerekçe gösterilmiştir. EMEP eski Genel Başkanlık görevinde bulunan yoldaşların adaylık, vekillik vb. konularda 'alınganlık gösterdikleri iddiası' dahil örnek göstermiştir. Daha da ileri gidilerek, kimi üyelere 'HDP bunu yarın önümüze koyar, EMEP'in başkanını bir belirledik der,' şeklinde garabetle melul izahatlar yapılmıştır.
–İl yöneciileri ve üyelerden adaylık için öneri alınırken, Genel Başkan'ın haberi olmaksızın bir çok yerde 'Başarılı Genel Başkan + yanında 2 Milletvekili' formülü, sanki parti merkezi tarafından önceden belirlenmiş bir prensipmiş gibi aktarılmıştır. 'Genel Başkan zaten tanınıyor, vekil gibi çalışıyor' denmiştir. Parti merkezinin ilgisi ve önceden konuşulmuş gündemi olmaksızın yapılan bu söylemlerle, yapılmıştır. Böylesi yönlendirmelerin olmadığı illerde büyük çoğunluk Genel Başkan'ı önermiştir. Yönlendirmenin ve algı yönetiminin yapıldığı yerlerde de Genel Başkan yüksek oranla önerilmiştir ama şapkadan 'Başarılı başkan + 2 vekil' formülü çıkarılınca, üye ve yöneticiler Genel Başkan'ın dışında iki isim önerisi yapmışlardır. Bu durumun kendisi hem büyük bir çelişkiye hem de 'triumvira'yı andıran yönetim şeklinin vehametine işarettir.
Ayrıca kimi illerde tüm il yönetiminden, kimi illerde sadece sorumlu bir yöneticiden, kimi illerde ise üyelerden öneri alınması demokratik merkeziyetçilik ilkesinin çiğnendiğini göstermektedir.
–15 Nisan tarihli MYK toplantısında vekil adayı için tartışılan isimler konusunda özellikle not düştüğüm bir 'şerh kararım' bulunmaktadır. Bu şerh, yalnızca, iki vekil adayından birinin dahi işçi olmamasına dairdir. EMEP'in çeyrek asrı aşan mücadele tarihinde ve nihayet bugününde işçi kökenli Genel Başkan ve işçi milletvekili çıkaramaması üzücüdür, hepimizin sorumluluğundadır. 14 Mayıs seçimlerine doğru devrimci işçi partisi kimliği taşıyan bir parti olarak EMEP'in iki vekil çıkarma imknı varken hala bunlardan birini bir işçiden veya işçi kökenli bir devrimciden yana tercih etmemesi benim açımdan kabul edilemez. Nitekim bu özelliği haiz çokça işçi yoldaşımız vardır. Ne yazık ki bu şerh kararım, tüm uyarılarıma rağmen, GYK üyelerine, il ilçe yöneticilerine ve üyelere ulaştırılmamıştır,' dedi.
Haber Merkezi